She takes pride in her high school.
- O, lisesi ile gurur duyuyor.
She prides herself on her skill in cooking.
- Yemek pişirme yeteneğiyle ilgili kendisiyle gurur duyar.
I want you to be proud of me.
- Ben bana gurur duyulmasını istiyorum.
He's every reason to be proud of his son.
- Oğluyla gurur duymak için her türlü nedeni var.