Tom bir zamanlar bu arsaya sahipti.
- Tom once owned this piece of land.
Tom'un tam Boston'un dışında bir sürü arsaya sahip.
- Tom owns a lot of land just outside of Boston.
Birçok ülkeden gezgin geldi.
- The travelers came from many lands.
Amerika fırsatlar ülkesidir.
- America is the land of opportunity.
Peyzaj çakmak taşı kadar soğuk ve keskin.
- The landscape was cold and sharp as flint.
Kartal yere inmek üzere.
- The eagle is about to land.
Biz inmek için çaresizce bir yer arıyoruz.
- We're looking desperately for a place to land.
Kartal yere inmek üzere.
- The eagle is about to land.
Tom is the legal owner of this piece of land.
- Tom ist der rechtmäßige Besitzer dieses Grundstücks.