Onun çocukları büyüdü.
- His children have grown up.
O, adeta, büyümüş bir bebek.
- He is, as it were, a grown up baby.
Şu oğlan sanki bir yetişkinmiş gibi konuşuyor.
- That boy talks as if he were a grown up.
Kardeşin yaşına göre çok olgun.
- Your brother's awfully grown-up for his age.
Yetişkinler bazen komiktirler.
- Grownups are funny sometimes.
Yetişkinler kendi aralarında konuşuyordu.
- The grownups were talking among themselves.
Büyümek istiyorsan, çok süt içmek zorundasın.
- If you want to grow up, you have to drink a lot of milk.
Tom iki dilli büyümek için şanslıydı.
- Tom was lucky to grow up bilingual.
Büyüyünceye kadar sigara içmemelisin.
- You must not smoke till you grow up.
Büyüyünce, bir İngilizce öğretmeni olmak istiyorum.
- When I grow up, I want to be an English teacher.
Çocuklar yetişkinler gibi davranmak isterler.
- Children want to act like grown-ups.
Küçük çocuk yetişkinlerle konuşmaya alışkın.
- The little boy is used to talking with grown-ups.
What do you want to be when you grow up?.
Socialism grew up in the industrial cities..
Will you grow up please, and stop making silly faces..
... box and say, "I'm a grown up. Let me choose who I trust”. Critically, Android lacks ...
... that changed over the years? 'Cause, you know, you've grown up a lot and everybody has sort ...