Tom hâlâ halsiz ve şaşırmış.
- Tom is still groggy and disorientated.
Tom muhtemelen hâlâ halsiz olacak.
- Tom will probably still be groggy.
Tom bitkin görünüyordu.
- Tom seemed to be groggy.
Tom biraz bitkin görünüyor.
- Tom looks a little groggy.
Tom konuşamayacak kadar çok sarhoştu.
- Tom was too groggy to speak.
Çok fazla şarap nedeniyle sarhoştu.
- He was groggy from too much wine.
Biraz uyku sersemi görünüyorsun.
- You look a little groggy.
Tom uyku ile sersemlemişti.
- Tom was groggy with sleep.
Biraz uyku sersemi görünüyorsun.
- You look a little groggy.
The medicine made him groggy and irritable.