Cornwall'dan selamlar!
- Greetings from Cornwall!
Brezilya'dan selamlar!
- Greetings from Brazil!
Mary geçen hafta bütün boş zamanını doğum günü tebriklerine cevap vererek geçirdi.
- Mary spent all her free time last week answering birthday greetings.
Çiftin tebrik kartları satan bir işletmesi var.
- The couple has a business of selling greeting cards.
Selam, eski arkadaşım!
- Greetings, old friend!
Birbirimizi selamladık.
- We exchanged greetings.
Onlar onu selamlamak için kalktılar.
- They got up to greet her.
Tom'u selamlamak için ayağa kalktılar.
- They got up to greet Tom.
Lütfen Tom'a benim için selam söyle.
- Please say hello to Tom for me.
Onu görürsen, lütfen benim için ona selam söyle.
- In case you see him, please say hello to him for me.
Paul beni karşılamak için Roma'ya geldi.
- Paul came to Rome to greet me.
Tom Mary'yi karşılamak için oradaydı.
- Tom wasn't there to greet Mary.
Baylar, karşılamada birkaç söz söylemem için bana izin verin.
- Gentlemen, allow me to say a few words in greeting.
O beni selamlamak için ayağa kalktı.
- He rose to his feet to greet me.
Beni selamlamayı unuttun mu?
- Did you forget to greet me?
O, onu neşeyle selamladı.
- She greeted him cheerfully.
Jessie, Joseph'le tokalaştı ve sevgi ile onu selamladı.
- Jessie shook Joseph's hand and greeted him with affection.
Birbirimizi selamladık.
- We exchanged greetings.
Selamlar, görgü kurallarının temelidir.
- Greetings are the basis of good manners.
Alo, burası oda servisi.
- Hello, this is room service.
Alo? Hâlâ burada mısın?
- Hello? Are you still here?
Merhaba, siz Bay Ogawa mısınız?
- Hello, are you Mr Ogawa?
Merhaba, Tom. Günaydın.
- Hello, Tom. Good morning.
Seni kutlamak için uğrayamadım, çünkü acelem vardı.
- I could not stop by to greet you because I was in a hurry.
There greet in silence, as the dead are wont, And sleep in peace. -Shak.
It's polite to begin a letter with a greeting, but this practice is less common in email.
They greeted us warmly.
- They gave us a warm greeting.