O beni selamlamak için ayağa kalktı.
- He rose to his feet to greet me.
Onlar onu selamlamak için kalktılar.
- They got up to greet her.
Tom Mary'yi karşılamak için oradaydı.
- Tom wasn't there to greet Mary.
Paul beni karşılamak için Roma'ya geldi.
- Paul came to Rome to greet me.
O beni selamlamak için ayağa kalktı.
- He rose to his feet to greet me.
Beni selamlamayı unuttun mu?
- Did you forget to greet me?
Jessie, Joseph'le tokalaştı ve sevgi ile onu selamladı.
- Jessie shook Joseph's hand and greeted him with affection.
O, onu neşeyle selamladı.
- She greeted him cheerfully.
Seni kutlamak için uğrayamadım, çünkü acelem vardı.
- I could not stop by to greet you because I was in a hurry.
There greet in silence, as the dead are wont, And sleep in peace. -Shak.
They gave us a warm greeting.
- They greeted us warmly.
... a those battered by a tie from and were greeted with words like ...