Onun epey tecrübesi var.
- He has a great deal of experience.
Yapacak epey işim var.
- I have a great deal of work to do.
Televizyonun toplum üzerine birçok etkisi vardır.
- Television has a great deal of influence on society.
Onun konuşması onun çok şey bildiğine beni inandırdı.
- His talk led me to believe that he knows a great deal.
Benim hakkımda çok şey biliyor gibi görünüyorsun.
- You seem to know a great deal about me.
Yapacak pek çok işim var.
- I have a great deal of work to do.