granpappy

listen to the pronunciation of granpappy
Английский Язык - Турецкий язык

Определение granpappy в Английский Язык Турецкий язык словарь

grandfather
büyükbaba

Büyükbabasına benziyor. - He looks like his grandfather.

Tom, Mary'nin onun büyükbabasının altın saatini çaldığından oldukça emindi. - Tom was reasonably certain that Mary had stolen his grandfather's gold watch.

grandfather
{i} dede

Dedem yaşından dolayı pek iyi duyamıyor. - Because of his age, my grandfather doesn't hear well.

Dedem masasında sık sık okur ve çalışırdı. - My grandfather would often read and study at this desk.

Английский Язык - Английский Язык
grandfather