grain, esp

listen to the pronunciation of grain, esp
Английский Язык - Турецкий язык

Определение grain, esp в Английский Язык Турецкий язык словарь

grit
{i} iri kum
grit
{i} metanet
grit
{i} cesaret
grit
{i} dayanıklılık
grit
(Tıp) pütür
grit

Tom ağrıyan dişlerini gıcırdatıyor. - Tom is gritting his teeth in obvious pain.

grit
kum tanesi
grit
kum
grit
azim
grit
{f} gıcırdat

Tom ağrıyan dişlerini gıcırdatıyor. - Tom is gritting his teeth in obvious pain.

Tom dişlerini gıcırdattı. - Tom gritted his teeth.

grit
çakıl
grit
diş gıcırdatmak
grit
{i} metanet. f
grit
(fiil) gıcırdamak, gıcırdatmak
grit
{i} kum tanesi; kum tanesi gibi taş parçacığı
grit
{f} gıcırdamak
grit
{i} kumtaşı
grit
metanet/çakıl
Английский Язык - Английский Язык
grit
grain, esp
Избранное