größt…

listen to the pronunciation of größt…
Немецкий Язык - Турецкий язык

Определение größt… в Немецкий Язык Турецкий язык словарь

größt
büyük
größt
- en büyük; azamt; mit -er Geschwindigkeit azamt hizia -en.teils kismi azamt (azami); en büyük kismi; ekserisi, ekseriyetle, cogunlukla; Die Geschenke sind — Bücher. Hediyelerin en büyük kismi kitaptir. -möglich miimkün oldu^u kadar büyük; mümkün mertebe; mak-simal
Английский Язык - Турецкий язык

Определение größt… в Английский Язык Турецкий язык словарь

main
{s} başlıca

Tom'un başlıca başarıları nedir? - What are Tom's main achievements?

Japonya'nın başlıca adaları Hokkaido, Shikoku, Honshu ve Kyushu'dur. - The main islands of Japan are Hokkaido, Shikoku, Honshu and Kyushu.

main
asıl

Okumaktan asıl maksadın ne olursa olsun, kitaplar sana her zaman memnuniyet ve tatminkârlık duygusu verecektir. - No matter what your main purpose is in reading, books should never fail to provide contentment and satisfaction.

Para kazanmak hayatındaki asıl amaçtır. - Making money is his main purpose in life.

main
ana

Çeşitli Türk restoranlarında, şiş kebap ana yemektir. - In various Turkish restaurants, shishkabob is the main food.

Birçok küçük kasabaların ana yolları büyük ölçüde Wal-Mart gibi büyük devlerin sayesinde neredeyse bırakılmaktadırlar. - The main streets of many small towns have been all but abandoned thanks, in large part, to behemoths like Wal-Mart.

main
(Bilgisayar) ana ana
main
esasen
main
(Bilgisayar) ana grup

Turun ortasında onlar ana gruptan ayrıldılar. - In the middle of the tour, they became separated from the main group.

main
en önemli

Endişelendiğim en önemli şey endişeli olmadığımdır. - The main thing I'm worried about is that I'm not worried.

main
{i} kuvvet
main
ana Ana / Asıl / Ana grup
main
ana main bearing ana yatak
main
Main Street bir kasabanın çarşı caddesi
main
main deckbaş güverte
main
(İnşaat) ana, esas
main
{i} zor

Birinin ününü sürdürmek zordur. - It is hard to maintain one's reputation.

Baş konuşmacıyı tanıtmak zorunda kalacağımı bilmiyordum. - I didn't know I was going to have to introduce the main speaker.

main
gerektiren sebepler
main
(isim) ana boru, deniz, okyanus, zor, kuvvet, horoz dövüşü
main
(Tıp) Bakınız: Hand
main
{i} okyanus

Güney Yarımküre, çoğunlukla okyanuslardan oluşur. - The Southern Hemisphere is comprised mainly of oceans.

Немецкий Язык - Английский Язык
utmost
superlarge
sovereign
main
most
uttermost