O, araştırmasını genişletti.
- He expanded his research.
Bizim etki sahamız o zamandan beri çok genişledi.
- Our sphere of influence has expanded so much since then.
Ağaçların büyümesini engelleyen bir fundalık sık sık yangın tarafından oluşturulur ya da genişletilir.
- A heath is often created or expanded by fire, which prevents the growth of trees.
Metni değiştirip genişlettim.
- I've changed and expanded the text.