Bu bir hükümet sorunu değil.
- It's not a governmental question.
Hükümet sivil ilişkilerden zarar görüyor.
- A government suffers from civil affairs.
Hükümet çiftçilere yeni vergi koydu.
- The government imposed a new tax on farmers.
O, bir devlet kurumunda çalışıyor, değil mi?
- She's with a government bureau, isn't she?
Şirketin Başkanı Devlet Bakanına rüşvet verdi.
- The president of the company bribed the government minister.
Belediye idaresinin pek çok bürosu belediye binasındadır.
- Many offices of the municipal government are in the town hall.
Onun konuşması Hükümetin politikalarıyla ilgili etkili bir özürdü.
- His speech was an effective apology for the Government's policies.
Hükümet çiftçilere yeni vergi koydu.
- The government imposed a new tax on farmers.
Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
- Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.
Çok sayıda yönetim biçimleri var.
- There are several forms of government.
Şehir yönetimindeki yozlaşmayı ortaya çıkardı.
- He exposed corruption in the city government.