Biz onun arabasına bindik ve denize gittik.
- We got into his car and went to the sea.
O, aceleyle arabasına bindi.
- He got into his car in a hurry.
Hırsızlar daireye girmek için kilidi zorladılar.
- The burglars forced the lock to get into the apartment.
Birinin kapıyı çaldığını duyduğumda banyoya girmek üzereydim.
- I was about to get in the bath when I heard someone knocking on the door.
Kendimi evimin dışında kilitledim, bu yüzden içeri girmek için pencereyi kıracağım.
- I've locked myself out of my house, so I'm going to break a window to get in.
İçeri girmek için ne kadar para ödemek zorundayız?
- How much do we have to pay to get in?
Tom başını belaya sokmak istemiyor.
- Tom doesn't want to get into trouble.
Tom başını belaya sokmak istemedi.
- Tom didn't want to get into trouble.
Buraya varır varmaz benimle temasa geç.
- Get in touch with me as soon as you arrive here.
Varır varmaz seninle temas kuracağım.
- I'll get in touch with you as soon as I arrive.
İçeriye girmek için başka bir yol bulmak zorundayız.
- We've got to find another way to get in.
They hacked his password and finally got in.
You'd better get in gear. We've got work to do!.
Do the early results say our candidate will get in?.
All of our students who applied to university got in.
You gained full marks in the exam. Get in!.