gory

listen to the pronunciation of gory
Английский Язык - Турецкий язык
kanlı
{s} kan dondurucu
{s} ürpertici
gorily kanlı olarak
{s} korkunç
unpleasant
hoşa gitmeyen
unpleasant
{s} hoş olmayan

Hoş olmayan bir haber aldım. - I got an unpleasant news.

Orada hoş olmayan bir deneyim yaşadık. - We had an unpleasant experience there.

unpleasant
nahoş

O bu tür görüşü nahoş bulur. - He finds this kind of opinion unpleasant.

unpleasant
{s} tatsız

Başkalarının hayatını tatsız yapmadan hayatından zevk almalısın. - You should enjoy your life without making others' lives unpleasant.

Ne tatsız bir sürpriz! - What an unpleasant surprise!

unpleasant
antipatik

Kız kardeşinle çok antipatik olma, Tom. - Don't be so unpleasant with your sister, Tom.

unpleasant
fena
unpleasant
kaba
gorily
kanlı bir şekilde
gorily
(zarf) kanlı bir şekilde
unpleasant
{s} sıkıcı
unpleasant
unpleasantnessnahoşluk
unpleasant
unpleasantlynahoşça
unpleasant
{s} çirkin
unpleasant
tatsızlık
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение gory в Турецкий язык Турецкий язык словарь

gori
Gürcistan'da bir kent
Английский Язык - Английский Язык
gory
Избранное