goosy

listen to the pronunciation of goosy
Английский Язык - Турецкий язык
ahmak
foolish
{s} aptalca

Hayatın pahasına niçin öyle aptalca bir şey yaptın? - Why did you do such a foolish thing at the risk of your life?

İstasyona kolayca yürüyebilirken bir taksiye binmek aptalca. - It's foolish taking a taxi when you can easily walk to the station.

foolish
{s} ahmak

O Tom'un ahmaklığıydı. - That was foolish of Tom.

O ne kadar ahmak olduğunu düşündü. - He thought how foolish he had been.

foolish
{s} akılsız

Ona inanacak kadar akılsızdım. - I was foolish enough to believe him.

foolish
{s} aptal

Onlar birbirlerini aptal göstermeye çalıştılar. - They tried to make each other look foolish.

Yaşam bir kutu kibrit gibidir. Dikkatli davranırsan aptallıktır. Dikkatli davranmazsan tehlikelidir. - Life is as a box of matches. Treating it cautiously is foolish, not treating it cautiously is dangerous.

foolish
{s} sersem
foolish
enayice
foolish
{s} ahmak, budala, aptal (kimse); ahmakça, budalaca, aptalca (şey)
foolish
akılsız mantıksız
foolish
saloz
foolish
ahmakça

Tom ahmakça bir şey yapmış. - Tom has done something foolish.

foolish
absürd
foolish
habeci
foolish
abes
foolish
saçma

Nasıl böyle saçma bir hata yapabilirsin? - How could you make such a foolish mistake?

Yeniden ödeyerek saçmalık etti. - It is foolish of him to pay for it again.

foolish
budalaca
foolish
saçma sapan
foolish
boş laf
foolish
(sıfat) aptal, sersem, enayi, akılsız, ahmak, aptalca, saçma, gülünç
foolish
foolishness enayilik
Английский Язык - Английский Язык
foolish
Characteristic of a goose; anserine
{s} like a goose; of or pertaining to a goose; relating to a goose; foolish; showing stupidity; (Slang) ticklish, sensitive to tickling; agitated, nervous, jumpy
goosy
Избранное