Kadınlara yardımcı olmayı sürdürmek istiyorum.
- I want to continue to help women.
Parmaklarınızla yemek yemek sadece yüzyıllar boyu devam etmekle kalmadı, aynı zamanda bazı alimler onun tekrar popüler olabileceğine inanıyorlar.
- Not only has eating with your fingers continued throughout the centuries, but some scholars believe that it may become popular again.
Devam etmekten başka seçeneğimiz yok.
- We have no options but to continue.
Fiyatlar yükselmeye devam ediyor.
- Prices will continue to rise.
Bilgisayarların hiçbiri yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.
- None of the computers can continue to run with a burnt card.
İnatçılıklarını sürdürüyorlar.
- They continue being stubborn.
Tom o kabul ettiği sürece desteğini sürdürmeye kararlıydı.
- Tom was determined to continue his support for as long as it took.