gleich bleibend

listen to the pronunciation of gleich bleibend
Немецкий Язык - Турецкий язык

Определение gleich bleibend в Немецкий Язык Турецкий язык словарь

gleichbleibend
'glayhblaybınt değişmeyen, sabit
gleichbleibend
{'glayhblaybınt} değişmeyen, sabit
Английский Язык - Турецкий язык

Определение gleich bleibend в Английский Язык Турецкий язык словарь

constant
değişmez
constant
{s} sabit

Kan akışı genellikle sabit ve süreklidir. - The blood stream is usually constant and continuous.

Birçok astronom çeşitli farklı teknikler kullanarak Hubble sabitini ölçmek için çok çalışıyor. - Many astronomers are working hard to measure the Hubble constant using a variety of different techniques.

constant
{s} daimi

Evi terk ettiğinden beri hayat onun için daimi bir mücadele haline geldi. - Life seems to have been a constant struggle for her ever since she left home.

Bu dünyada daimi tek şey değişimdir. - The only thing constant in this world is change.

constant
{s} sürekli

Bu dünyada değişkenlikten başka sürekli bir şey yoktur. - There is nothing in this world constant, but inconstancy.

O, sürekli nevraljiden acı çekmektedir. - She suffers from constant neuralgia.

constant
sabit olan şey
constant
kararlı
constant
aralıksız
constant
sabit katsayı
constant
değişmez katsayı
constant
hakikatli
constant
sebatkâr
constant
direşimli
constant
constantly daima
constant
{s} sadık
constant
(sıfat) daimi, sabit, değişmez, sürekli; ısrarlı, sebatlı, sadık, vefalı; durağan
constant
{s} sebatlı
constant
{s} vefalı
constant
{s} sürekli, devamlı