gizlenmemiş

listen to the pronunciation of gizlenmemiş
Турецкий язык - Английский Язык
undisguised
unconcealed
gizle
hide

He couldn't think where to hide it. - Onu nereye gizleyeceğini düşünemedi.

She tried to hide her mistake from us. - O, hatasını bizden gizlemeye çalıştı.

gizle
blot out
gizle
secrete
gizle
{f} secreting
gizle
{f} hidden

Now the mountain is hidden by the clouds. - Şimdi, dağ bulutlar tarafından gizlenmiştir.

The cat lay hidden in the bushes. - Kedi çalıların içinde gizlenmiş yatıyordu.

gizle
conceal

We can normally conceal our thoughts from others. - Biz normalde düşüncelerimizi başkalarından gizleyebiliriz.

Tom isn't very good at concealing his feelings. - Tom hislerini gizlemede çok iyi değildir.

gizle
{f} disguise

She disguised herself as him. - O, kendini o olarak gizledi.

Tom disguised himself as a priest. - Tom bir rahip olarak kendini gizledi.

gizle
gloss over
gizle
concealing

Tom has done a pretty good job concealing his dissatisfaction. - Tom memnuniyetsizliğini gizleyen oldukça iyi bir iş yaptı.

Tom isn't very good at concealing his feelings. - Tom hislerini gizlemede çok iyi değildir.

gizle
concealed

Tom concealed his anger from Mary. - Tom öfkesini Mary'den gizledi.

She concealed the fact that she used to be a salesgirl. - O, bir tezgahtar olduğu gerçeğini gizlemişti.

gizle
disguised

Tom was disguised as a janitor. - Tom bir odacı olarak kimliğini gizledi.

She disguised herself as him. - O, kendini o olarak gizledi.

gizlenmemiş
Избранное