I shall hide the key so that you cannot open the suitcase.
- Bavulu açamayasın diye anahtarı gizleyeceğim.
Tom had nothing to hide.
- Tom'un gizleyecek bir şeyi yoktu.
The walls are hidden by ivy.
- Duvarlar sarmaşık tarafından gizlenmiştir.
The sun was hidden in the moon's shadow.
- Güneş ayın gölgesine gizlenmişti.
She concealed the fact that she used to be a salesgirl.
- O, bir tezgahtar olduğu gerçeğini gizlemişti.
We can normally conceal our thoughts from others.
- Biz normalde düşüncelerimizi başkalarından gizleyebiliriz.
Tom disguised himself as a priest.
- Tom bir rahip olarak kendini gizledi.
She disguised herself as him.
- O, kendini o olarak gizledi.
Tom isn't very good at concealing his feelings.
- Tom hislerini gizlemede çok iyi değildir.
Tom has done a pretty good job concealing his dissatisfaction.
- Tom memnuniyetsizliğini gizleyen oldukça iyi bir iş yaptı.
She concealed the fact that she used to be a salesgirl.
- O, bir tezgahtar olduğu gerçeğini gizlemişti.
Mrs Cockburn concealed her name lest the knowledge of her sex and youth should produce a prejudice against her work.
- Gençlik ve cinsiyetiyle ilgili bilgi işine karşı bir ön yargıya sebep olmasın diye Bayan Cockburn adını gizledi.
He disguised himself as a salesman and visited her house.
- Bir satıcı olarak kimliğini gizledi ve onun evini ziyaret etti.
Tom was disguised as a janitor.
- Tom bir odacı olarak kimliğini gizledi.