If I were invisible I wouldn't have to dress myself.
- Görünmez olsam, giyinmek zorunda olmam.
I have to get dressed now.
- Şimdi giyinmek zorundayım.
I have to dry my hair, put on makeup and get dressed.
- Saçımı kurulamak, makyaj yapmak ve giyinmek zorundayım.
He needs ten hours to get dressed.
- Onun giyinmek için on saate ihtiyacı var.
I have to get dressed now.
- Şimdi giyinmek zorundayım.
I love to wear sport clothes.
- Spor giyinmeyi seviyorum.
The doctor told Tom that he had to wear a cast for three weeks.
- Doktor Tom'a üç hafta boyunca ortopedik alçı giyinmek zorunda olduğunu söyledi.
You don't have to dress up.
- Şık giyinmek zorunda değilsin.
She is always neatly dressed.
- O her zaman temiz giyinir.
She was dressed like an actress.
- O bir aktris gibi giyinmişti.
I got dressed early, but the workmen have not yet arrived.
- Ben erken giyindim ama işçiler henüz gelmedi.
Tom got out of bed and got dressed.
- Tom yataktan çıktı ve giyindi.
She dressed up for the party.
- O, parti için giyindi.
She was dressed like an actress.
- O bir aktris gibi giyinmişti.
Tom went into his dressing room.
- Tom giyinme odasına gitti.
Tell her that I am dressing.
- Ona giyindiğimi söyle.
I have to get dressed now.
- Şimdi giyinmek zorundayım.
Get dressed and come downstairs.
- Giyin ve aşağıya gel.
Sami was dressed in cowboy attire.
- Sami kovboy kıyafeti giyindi.
Do you have to dress up every day for work?
- İş için her gün resmi giyinmek zorunda mısın?