giyineceğim

listen to the pronunciation of giyineceğim
Турецкий язык - Английский Язык

Определение giyineceğim в Турецкий язык Английский Язык словарь

giyin
{f} dressed

Upon the day appointed for their execution she cut off her hair and dressed herself as if going to a fete. - Onların idamı için belirlenen günde, o sanki şölene gidiyormuş gibi saçını kesti ve giyinip kuşandı.

She dressed up for the party. - O, parti için giyindi.

giyin
got dressed

Tom waited downstairs as Mary got dressed. - Tom, Mary giyinirken alt katta bekledi.

He got dressed and went outside. - O giyindi ve dışarı çıktı.

giyin
{f} dress

She was dressed like an actress. - O bir aktris gibi giyinmişti.

She was dressed all in black. - O tümüyle siyah giyindi.

giyin
{f} dressing

Tom went into his dressing room. - Tom giyinme odasına gitti.

Aimee is dressing in her bedroom. - Aimee yatak odasında giyiniyor.

giyin
get dressed

Tom helped his son get dressed. - Tom oğlunun giyinmesine yardımcı oldu.

We have to get dressed. - Biz giyinmek zorundayız.

giyin
attire

Sami was dressed in cowboy attire. - Sami kovboy kıyafeti giyindi.

giyineceğim
Избранное