Başkalarına güzel bir şekilde davranmak benim için çok zordu.
- It was hard for me to act pleasantly to others.
Dün gece güzel bir rüya gördüm.
- I had a pleasant dream last night.
Seni burada görmek ne hoş sürpriz!
- What a pleasant surprise to see you here!
Eski arkadaşımla buluşmak çok hoştu.
- Meeting my old friend was very pleasant.
Mike'ın Yumi ile konuşması keyifliydi.
- It was pleasant for Mike to talk to Yumi.
Sevgi dolu yaşlı bir çifti izlemek keyifli.
- It is pleasant to watch a loving old couple.