Dalkavukluk hem alıcıyı hem de vericiyi bozar.
- Flattery corrupts both the receiver and the giver.
Bu gülün vericisi misin yoksa alıcısı mısın ?
- Are you the giver or the receiver of this rose?
Tom'un bütün istediği onun vermek zorunda olduğu tüm aşkı kabul edecek bir kadın bulmaktı.
- All Tom wanted was to find a woman who would accept all the love he had to give.
Ona bir köpek aldı. Ancak, o köpeklere alerjisi vardı, bu yüzden birine vermek zorunda kaldı.
- She bought him a dog. However, he was allergic to dogs, so they had to give it away.
Onu bana ver, lütfen.
- Give it to me, please.
Bana yapacak bir şey ver.
- Give me something to do.
Tom'a itiraf etmek için bir şans vermeliyiz.
- We should give Tom a chance to confess.
Mary telefon numarasını Tom'a verdiğini itiraf etti.
- Mary confessed that she had given Tom her phone number.
Güzel koku göz önüne alındığında, öğle yemeğinin hazır olduğundan şüphe yok.
- Given the lovely smell, there's no doubting that lunch is ready.
Bu kır çiçeklerinden hoş bir koku yayılıyor.
- These wild flowers give off a nice smell.
Tom'a itiraf etmek için bir şans vermeliyiz.
- We should give Tom a chance to confess.
Ne demek istediğimi göstermek için size güzel bir örnek vereceğim.
- I will give you a good example to illustrate what I mean.
Askerler kahramanca savaştılar fakat sonunda teslim olmak zorunda kaldılar.
- The soldiers fought valiantly, but finally they had to give in.
Doğum günü için Tom'a ne hediye etmek istiyorsun?
- What do you want to give Tom for his birthday?
Bu geceki konser için bana bir çift bilet verildi. Benimle gitmek ister misin?
- I was given a couple of tickets for tonight's concert. Would you like to go with me?
Sana biraz para vermeme ihtiyacın var mı?
- Do you need me to give you some money?
O, derhal onu ona vermemi önerdi.
- She suggested that I give it to him right away.
İnsana da aşırı sıcaklıklara karşı koruyucu cihazlar verilmektedir.
- Man, too, has been given protective devices against extreme temperatures.
He was labeled an Indian giver—someone who gives a gift only to ask for it back.
This chair doesn't have much give.
A friendly voice on the phone welcoming prospective new clients is a must. Don't underestimate the importance of giving good phone.