Ona bir köpek aldı. Ancak, o köpeklere alerjisi vardı, bu yüzden birine vermek zorunda kaldı.
- She bought him a dog. However, he was allergic to dogs, so they had to give it away.
Koko'ya yeni bir evcil hayvan vermek istediler.
- They wanted to give Koko a new pet.
Bu kitabı sana vereceğim.
- I will give you this book.
Onu bana ver, lütfen.
- Give it to me, please.
Şüpheli suçunu itiraf edene kadar üçüncü dereceden suçlu sayıldı.
- The suspect was given the third degree until he confessed his crime.
Tom'a itiraf etmek için bir şans vermeliyiz.
- We should give Tom a chance to confess.
Çiçekler güçlü bir koku yayarlar.
- The flowers give off a strong odor.
Güzel koku göz önüne alındığında, öğle yemeğinin hazır olduğundan şüphe yok.
- Given the lovely smell, there's no doubting that lunch is ready.
Tom'a itiraf etmek için bir şans vermeliyiz.
- We should give Tom a chance to confess.
Ne demek istediğimi göstermek için size güzel bir örnek vereceğim.
- I will give you a good example to illustrate what I mean.
Askerler kahramanca savaştılar fakat sonunda teslim olmak zorunda kaldılar.
- The soldiers fought valiantly, but finally they had to give in.
Doğum günü için Tom'a ne hediye etmek istiyorsun?
- What do you want to give Tom for his birthday?
Bu geceki konser için bana bir çift bilet verildi. Benimle gitmek ister misin?
- I was given a couple of tickets for tonight's concert. Would you like to go with me?
Sana biraz para vermeme ihtiyacın var mı?
- Do you need me to give you some money?
Tom bana istediğin bir şeyi sana vermemi söyledi.
- Tom told me to give you anything you want.
İnsana da aşırı sıcaklıklara karşı koruyucu cihazlar verilmektedir.
- Man, too, has been given protective devices against extreme temperatures.
This chair doesn't have much give.
A friendly voice on the phone welcoming prospective new clients is a must. Don't underestimate the importance of giving good phone.
... I wish I could give to anyone, if you went through hard times ...
... of to give to my fans and say, "Here," you know, "allow this into your life," it has ...