gittiler

listen to the pronunciation of gittiler
Турецкий язык - Английский Язык
went

Tom and Mary cut classes and went to the zoo. - Tom ve Mary okullarını astılar ve hayvanat bahçesine gittiler.

They went skiing during their date. - Onlar buluşmaları süresince kayak yapmaya gittiler.

Past participle of go
Simple past tense and past participle of wend
simple past of go
Course; way; path; journey; direction
archaic, past of wend
Went is the past tense of go. the past tense of go
of Wend; - - now obsolete except as the imperfect of go, with which it has no etymological connection
nonstandard, past participle of go
git
go
git
{f} going

Before going to study in Paris, I must brush up on my French. - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.

Before going to work in Paris, I must brush up on my French. - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.

git
{f} gone

The new couple have gone off to Hawaii on their honeymoon. - Yeni çift balayında Hawaii'ye gitti.

She may have gone out to do some shopping. - O biraz alışveriş yapmak için dışarı gitmiş olabilir.

git
(Meteoroloji) met

If you had never gone to Boston, you wouldn't have met Tom. - Boston'a hiç gitmediysen Tom'la tanışamazdın.

I go into the store, and who do I see? An American friend, who immediately begins to tell me what has been going on with him since we last met. - Mağazaya gidiyorum ve kimi görüyorum? Onunla son kez buluştuğumuzdan beri kendisinde neler gittiğini bana hemen anlatmaya başlayan bir Amerikan arkadaşımı.

gitti
gone

Mathematics is the part of science you could continue to do if you woke up tomorrow and discovered the universe was gone. - Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır.

Mr. White has gone to Canada. - Bay White Kanada'ya gitti.

git
ebb
git
get along with

I just can't get along with him. - Onunla anlaşamadım gitti.

git
went

We went to London last year. - Geçen yıl Londra'ya gittik.

Yumi went there by herself. - Yumi oraya kendi gitti.

git
going to

Before going to work in Paris, I have to brush up on my French. - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.

Before going to work in Paris, I must brush up on my French. - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.

git
go#to
git
türkçeyi ingilizceye çevir
gitti
gone on

Tom has gone on dates with both Mary and Alice. - Tom hem Mary hem de Alice'le buluşmaya gitti.

He's just gone on leave. - O az önce izinli gitti.

gitti
went with
gitti
went on

Tom went on a business trip last week. - Tom geçen hafta bir iş gezisi için gitti.

When we went to karaoke, Tom went on singing all night. - Karaoke'ye gittiğimizde, Tom bütün gece şarkı söylemeye devam etti.

GiT
goto
git
go to

I want to go to London. - Londra'ya gitmek isterim.

I wish to go to Hawaii. - Hawaii'ye gitmeyi diliyorum.

gitti
(geçmiş zaman) went
Английский Язык - Английский Язык

Определение gittiler в Английский Язык Английский Язык словарь

git
A contemptible person
git
To leave
git
A silly, incompetent, stupid, annoying, or childish person
git
disapproval If you refer to another person as a git, you mean you dislike them and find them annoying. Variant of get. an offensive word for an unpleasant and annoying person, especially a man (get (16-20 centuries), from get )
git
a person who is deemed to be despicable or contemptible; "only a rotter would do that"; "kill the rat"; "throw the bum out"; "you cowardly little pukes!"; "the British call a contemptible person a `git'"
git
To get
git
Group travel in which individuals purchase a group package in which they will travel with others along a pre-set itinerary
git
Abr Group inclusive tour A group tour that is offered only if a minimum number of people book for it
git
{f} get (Colloquial)
git
A stupid or unpleasant person
git
synonym for gastrointestinal tract
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение gittiler в Турецкий язык Турецкий язык словарь

gitti
Geçmiş zaman kipindeki fiillerden sonra gelerek istenmeyen bir şeyin yapıldığını, yapılacağını, istenen bir şeyin olmadığını veya olmayacağını anlatır: "Çolak Mehmet adında birini kapının arkasında ölmüş buldular, ancak sayılan bir adam değildi, gömdüler gitti."- M. Ş. Esendal
Английский Язык - Турецкий язык

Определение gittiler в Английский Язык Турецкий язык словарь

git
(Argo) defol, kış kış
gittiler
Избранное