As soon as I entered the class, the students started asking questions.
- Öğrenciler sorular sormaya başladığında sınıfa henüz girmiştim.
The email address you entered is already in use.
- Girmiş olduğunuz e-posta adresi zaten kullanımda.
She beckoned me to come in.
- O bana içeri girmem için işaret etti.
May I come in? Yes, certainly.
- İçeri girebilir miyim? Evet, kesinlikle.
He got into this school in September last year.
- Geçen yıl eylül ayında bu okula girdi.
Would you mind telling me how you got into my office?
- Sakıncası yoksa ofisime nasıl girdiğini bana söyler misin?
It's possible that Tom will get into Harvard.
- Tom'un Harvard'a girmesi mümkündür.
Tom studied hard so he could get into college.
- Tom çok çalıştı böylece üniversiteye girebildi.
This ticket allows two people to enter.
- Bu bilet iki kişinin girmesine olanak tanır.
Knock on the door before entering the room.
- Odaya girmeden önce kapıyı tıklat.
I saw him go into the toilet a few minutes ago.
- Beş dakika önce onun tuvalete girdiğini gördüm.
The system will go into operation in a short time.
- Sistem kısa bir süre içinde hizmete girecek.
You are the devil incarnate.
- Sen şeytanın insan şekline girmiş halisin.