The second row shows that initiative states fill more constitutional offices by election than noninitiative states, and the difference is statistically significant after controlling for region and population.
The initiative measurably improved quality of life for the villagers.
- Girişim, köylüler için yaşam kalitesini ölçülebilir şekilde artırdı.
He opposes this initiative.
- O, bu girişime karşı çıkıyor.
Attempts to negotiate a peace treaty failed.
- Barış anlaşması görüşme girişimleri başarısız oldu.
Since their first appearance on earth, men have gathered information and have attempted to pass useful ideas to other men.
- Yeryüzüne ilk çıkışından beri, insan oğlu bilgi topladı ve faydalı fikirleri diğer insanlara bildirme girişiminde bulundu.
The directors were reluctant to undertake so risky a venture.
- Yönetim kurulu üyeleri çok riskli bir girişimi üstlenmeye isteksiz.
Life is a joint venture, both said and decided to marry.
- Her ikisi de hayat ortak bir girişimdir dediler ve evlenmeye karar verdiler.
Thanks to your initiatives we've been recognized as a progressive and forward-thinking enterprise by the press.
- Girişimleriniz sayesinde basın tarafından ilerici ve ileriye dönük düşünce kuruluşu olarak tanınmaktayız.
Your attempt to retrieve your password was not successful. Please try again.
- Şifrenizi geri alma girişiminiz başarılı değildir. Lütfen tekrar deneyin.
This is a huge undertaking.
- Bu büyük bir girişim.
It's a massive undertaking.
- Bu çok büyük bir girişim.
Would you like to take a crack at the job?
- İşte son bir girişimde bulunmak ister misin?
In difficult times like these, no ordinary degree of effort will get our company out of danger.
- Böyle zor zamanlarda girişimin hiçbir sıradan derecesi şirketi tehlikeden uzak tutmayacaktır.