Since their first appearance on earth, men have gathered information and have attempted to pass useful ideas to other men.
- Yeryüzüne ilk çıkışından beri, insan oğlu bilgi topladı ve faydalı fikirleri diğer insanlara bildirme girişiminde bulundu.
The only reason for the existence of a novel is that it does attempt to represent life.
- Bir romanın varlığının tek nedeni hayatı temsil etmek için girişimde bulunmasıdır.
The initiative measurably improved quality of life for the villagers.
- Girişim, köylüler için yaşam kalitesini ölçülebilir şekilde artırdı.
The initiative is punishable.
- Girişim cezalandırılabilir.
Thanks to your initiatives we've been recognized as a progressive and forward-thinking enterprise by the press.
- Girişimleriniz sayesinde basın tarafından ilerici ve ileriye dönük düşünce kuruluşu olarak tanınmaktayız.
Life is a joint venture, both said and decided to marry.
- Her ikisi de hayat ortak bir girişimdir dediler ve evlenmeye karar verdiler.
Tom is a venture capitalist.
- Tom girişimci bir kapitalist.
It's a massive undertaking.
- Bu çok büyük bir girişim.
He accomplished the great undertaking at last.
- Sonunda büyük bir girişimi başardı.
In difficult times like these, no ordinary degree of effort will get our company out of danger.
- Böyle zor zamanlarda girişimin hiçbir sıradan derecesi şirketi tehlikeden uzak tutmayacaktır.
Your attempt to retrieve your password was not successful. Please try again.
- Şifrenizi geri alma girişiminiz başarılı değildir. Lütfen tekrar deneyin.
Would you like to take a crack at the job?
- İşte son bir girişimde bulunmak ister misin?