Though he was untested, it soon became evident that he had the chops to run with the big boys.
He chops wood all day.
She beckoned me to come in.
- O bana içeri girmem için işaret etti.
We didn't hear you come in.
- İçeri girdiğini duymadım.
Would you mind telling me how you got into my office?
- Sakıncası yoksa ofisime nasıl girdiğini bana söyler misin?
Tom broke the door window, reached inside, unlocked the door and got into the car.
- Tom kapı camını kırdı, içeriye girdi, kapının kilidini açtı ve arabaya bindi.
Tom studied hard so he could get into college.
- Tom çok çalıştı böylece üniversiteye girebildi.
Does Tom get into the city very often?
- Tom çok sık şehre girer mi?
One hundred and fifty people entered the marathon race.
- Yüz elli kişi maraton yarışına girdi.
Knock on the door before entering the room.
- Odaya girmeden önce kapıyı tıklat.
Let's not go into details.
- Ayrıntıya girmeyelim.
Tom wanted to go into politics.
- Tom siyasete girmek istedi.
Thanks for your input.
- Veri girişin için teşekkürler.
We gave them our input.
- Onlara bizim veri girişini verdik.