gidip

listen to the pronunciation of gidip
Турецкий язык - Английский Язык

Определение gidip в Турецкий язык Английский Язык словарь

gidip gelmek
shuttle
gidip almak
fetch
gidip gelmek
call for
gidip gelmek
ply between
gidip gelmek
navigate
gidip gelmek
shuttling
gidip getirmek
get
gidip getirmek
fetch
gidip gelen
intermittent
gidip gelen otobüs
shuttle bus
gidip gelerek
vacillatory
gidip gelmek
to shuttle
gidip gelmek
(arasında) run
gidip gelmek
seesaw
gidip gelmek
get about
gidip gelmek
go and return
gidip gelmek
go regularly
git
go
git
{f} going

Before going to work in Paris, I must brush up on my French. - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.

Before going to work in Paris, I have to brush up on my French. - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.

her gün işe trenle gidip gelen kimse
commuter
git
{f} gone

Mathematics is the part of science you could continue to do if you woke up tomorrow and discovered the universe was gone. - Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır.

She may have gone out to do some shopping. - O biraz alışveriş yapmak için dışarı gitmiş olabilir.

gidip gelmek
run
git
(Meteoroloji) met

When I went to Tokyo, I met him. - Ben Tokyo'ya gittiğim zaman ona rastladım.

I go into the store, and who do I see? An American friend, who immediately begins to tell me what has been going on with him since we last met. - Mağazaya gidiyorum ve kimi görüyorum? Onunla son kez buluştuğumuzdan beri kendisinde neler gittiğini bana hemen anlatmaya başlayan bir Amerikan arkadaşımı.

gidip gelmek
ply
git
ebb
git
get along with

I just can't get along with him. - Onunla anlaşamadım gitti.

git
went

Lastly, she went to America. - Son olarak o Amerika'ya gitti.

Do you know where your father went? - Babanın nereye gittiğini biliyor musun?

git
going to

Before going to work in Paris I must freshen up on my French. - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.

Before going to study in Paris, I have to brush up on my French. - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.

git
go#to
git
türkçeyi ingilizceye çevir
GiT
goto
aracın aynı hatta gidip gelmesi
shuttle service
aynı hatta gidip gelen otobüs
shuttle bus
aynı hatta gidip gelen tren
shuttle train
evle iş arasını trenle gidip gelmek
commute
git
go to

It will not make much difference whether you go today or tomorrow. - Bugün ya da yarın gitmen pek fark yaratmayacak.

I wish to go to Hawaii. - Hawaii'ye gitmeyi diliyorum.

kısa mesafede gidip gelen tren servisi
commutation
çaprazlama gidip gelmek
crisscross
öyle geldi ki I/he/she felt like ...: Öyle geldi ki gidip onunla konuşayım
I felt like going and having a talk with him
Английский Язык - Английский Язык

Определение gidip в Английский Язык Английский Язык словарь

git
A contemptible person
git
To leave
git
A silly, incompetent, stupid, annoying, or childish person
git
disapproval If you refer to another person as a git, you mean you dislike them and find them annoying. Variant of get. an offensive word for an unpleasant and annoying person, especially a man (get (16-20 centuries), from get )
git
a person who is deemed to be despicable or contemptible; "only a rotter would do that"; "kill the rat"; "throw the bum out"; "you cowardly little pukes!"; "the British call a contemptible person a `git'"
git
To get
git
Group travel in which individuals purchase a group package in which they will travel with others along a pre-set itinerary
git
Abr Group inclusive tour A group tour that is offered only if a minimum number of people book for it
git
{f} get (Colloquial)
git
A stupid or unpleasant person
git
synonym for gastrointestinal tract
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение gidip в Турецкий язык Турецкий язык словарь

gidip gelme
Gidiş, dönüş
Gidip gelme
mülâzemet
Gidip gelme
(Osmanlı Dönemi) MÜLAZEMET
Gidip gelmek
işlemek
Английский Язык - Турецкий язык

Определение gidip в Английский Язык Турецкий язык словарь

git
(Argo) defol, kış kış
gidip
Избранное