A heavy rain prevented me from going.
- Şiddetli yağmur gidişimi engelledi.
There is nothing to prevent my going.
- Benim gidişimi engelleyecek hiçbir şey yok.
He decided he would put off his departure.
- Gidişini ertelemeye karar verdi.
Tom has decided to put off his departure.
- Tom gidişini ertelemeye karar verdi.
The trend isn't looking good.
- Gidişat iyi görünmüyor.