She gave me access to her records.
- Bana kayıtlarına giriş izni verdi.
The police restricted access to the road.
- Polis yola girişi kısıtladı.
The newest version uses facial-recognition software to validate a login.
- Yeni sürümü bir giriş doğrulamak için yüz tanıma yazılımı kullanır.
In the introduction, the author is stating as follows.
- Giriş bölümünde, yazar aşağıda gösterildiği gibi belirtiyor.
The introduction of the new tax is expected to affect the entire economy.
- Yeni vergi girişinin tüm ekonomiyi etkilemesi bekleniyor.
The police found no sign of forced entry.
- Polis zorla giriş izi bulamadı.
Tom was denied entry.
- Tom'un girişi reddedildi.
A car stopped at the entrance.
- Girişte bir araba durdu.
The President's guards are stationed in front of the entrance.
- Devlet Başkanının korumaları girişin önünde konuşlandırıldılar.
Any input would be appreciated!
- Herhangi bir veri girişi takdir edilecektir!
Thanks for your input.
- Veri girişin için teşekkürler.
If you combine them in this way, you get a 14 port USB hub.
- Bunları bu şekilde birleştirirsen; 14 girişli bir USB çoklayıcı elde edersin.
He's studying hard so he can pass the entrance exam.
- Giriş sınavını geçebilsin diye, o sıkı çalışıyor.
Since their first appearance on earth, men have gathered information and have attempted to pass useful ideas to other men.
- Yeryüzüne ilk çıkışından beri, insan oğlu bilgi topladı ve faydalı fikirleri diğer insanlara bildirme girişiminde bulundu.
Tom is an enterprising young man.
- Tom girişimci genç bir adam.
You are banned from entering this place.
- Buraya girişiniz yasaklandı.
Upon arriving home, he immediately set about preparing a meal.
- Eve vardıktan sonra derhal bir yemek hazırlamaya girişti.
Yes. She got an introduction from her previous doctor and transferred to this hospital.
- Evet. O önceki doktorundan bir giriş aldı ve bu hastaneye transfer edildi.
The introduction of the new tax is expected to affect the entire economy.
- Yeni vergi girişinin tüm ekonomiyi etkilemesi bekleniyor.
A man suddenly appeared in the doorway.
- Kapı girişinde aniden bir adam göründü.
Tom watched them hurry through the doors, a disagreeable expression on his face.
- Tom, yüzünde tatsız bir ifade, onların kapılardan acele ile girişini izledi.
You must pay the admission fee here.
- Buraya giriş ücreti ödemelisiniz.
Admission to the show is $5.
- Gösteriye giriş ücreti 5 dolar.
I will meet you in the hotel foyer.
- Ben sizi otelin giriş salonunda karşılayacağım.
Dan wanted to attempt the robbery.
- Dan soyguna girişmek istedi.
In the introduction, the author is stating as follows.
- Giriş bölümünde, yazar aşağıda gösterildiği gibi belirtiyor.
The introduction of the new tax is expected to affect the entire economy.
- Yeni vergi girişinin tüm ekonomiyi etkilemesi bekleniyor.
You are banned from entering this place.
- Buraya girişiniz yasaklandı.
The man is checking in at a hotel.
- Adam bir otelde giriş yapıyor.
Admission is $30 at the gate.
- Giriş ücreti kapıda 30 dolar.
This is the main gate to their house.
- Onların evinin giriş kapısı burasıdır.
Tom paused in the doorway.
- Tom girişte durakladı.
His mother was standing in the doorway.
- Onun annesi girişte duruyordu.
Please hang your coat in the anteroom.
- Lütfen ceketinizi giriş salonunda asın.
No admittance during the performance.
- Gösteri boyunca giriş izni yoktur.
A car was blocking the gateway.
- Bir araba giriş kapısını kapatıyordu.