Sevgilisi de oradaydı.
- His girlfriend was there, too.
Mary Tom'un sevgilisi olduğunu düşünüyor ama Tom için o sadece bir arkadaş.
- Mary thinks that she's Tom's girlfriend, but for Tom, she's just a friend.
Havaiili konuşmayı öğrenmek istiyorum, böylece kız arkadaşımı etkileyebilirim.
- I want to learn to speak Hawaiian, so I can impress my girlfriend.
Kız arkadaşına doğru koştum.
- I ran into your girlfriend.