The purpose of our trip is to visit friends and see some tourist spots.
- Gezimizin amacı arkadaşları ziyaret etmek ve bazı turistik noktaları görmektir.
I'm going to take you on a tour.
- Seni bir geziye çıkaracağım.
We're going to travel to Estonia at the beginning of next month.
- Önümüzdeki ayın başında Estonya'ya geziye gideceğiz.
He was traveling in the Philippines this time last year.
- Geçtiğimiz yıl bu zamanda Filipinler'de geziyordu.
I've been invited on a trip abroad, but I don't want to go.
- Yurt dışında bir geziye davet edildim, ama ben gitmek istemiyorum.
The trip calls for a lot of money.
- Gezi çok fazla para gerektirir.
I want to get a sightseeing visa.
- Bir gezi için vize almak istiyorum.
He went to Hawaii to do some sightseeing.
- O, gezi turu yapmak için Hawaii'ye gitti.
We are going on a journey next month.
- Gelecek ay geziye çıkıyoruz.
I want to go on a journey around the world if possible.
- Ben mümkünse dünyanın etrafında bir geziye çıkmak istiyorum.
He's the one who made an excursion there.
- Oraya geziye giden odur.
If it rains tomorrow, the excursion will be canceled.
- Yarın yağmur yağarsa gezi iptal edilecek.
They chartered a bus for the firm's outing.
- Firmanın gezileri için bir otobüs kiraladılar.
It rains so often in the wet season that it's hard to plan outings.
- Yağışlı mevsimde o kadar sık yağmur yağar ki gezintileri planlamak zordur.
I like to walk in the country.
- Ben kır gezisini seviyorum.
The man walked around the corner.
- Adam köşenin çevresinde gezindi.
I'm looking forward to touring bookstores in the US.
- Amerika'daki kitapçılarda gezinmeyi dört gözle bekliyorum.
Tom is touring with Mary's band.
- Tom Mary'nin grubuyla geziyor.
Tom likes long bus rides.
- Tom uzun otobüs gezintilerini seviyor.
Can I offer you a ride?
- Sana bir gezinti önerebilir miyim?
Some problems are expected on their expedition.
- Onların keşif gezisinde bazı sorunlar bekleniyor.
He took part in the expedition.
- O, keşif gezisine katıldı.