I'm going to take you on a tour.
- Seni bir geziye çıkaracağım.
Do you have any sightseeing tours of this town?
- Bu şehirle ilgili gezi turlarınız var mı?
I will be traveling in Europe for two months.
- İki aylığına Avrupa'yı geziyor olacağım.
Gulliver's Travels was written by a famous English writer.
- Gülliver'in Gezileri ünlü bir İngiliz yazar tarafından yazılmıştır.
Their trip has been cancelled due to rain.
- Yağmur nedeniyle onların gezisi ertelendi.
The trip calls for a lot of money.
- Gezi çok fazla para gerektirir.
Do you have any sightseeing tours of this town?
- Bu şehirle ilgili gezi turlarınız var mı?
He went to Hawaii to do some sightseeing.
- O, gezi turu yapmak için Hawaii'ye gitti.
We are going on a journey next month.
- Gelecek ay geziye çıkıyoruz.
The object of the journey was to visit Grandma.
- Gezinin amacı, büyükanneyi ziyaret etmekti.
We enjoyed the excursion very much.
- Geziden çok hoşlandık.
He's the one who made an excursion there.
- Oraya geziye giden odur.
It rains so often in the wet season that it's hard to plan outings.
- Yağışlı mevsimde o kadar sık yağmur yağar ki gezintileri planlamak zordur.
They chartered a bus for the firm's outing.
- Firmanın gezileri için bir otobüs kiraladılar.
She walked around looking for him.
- Onu arayarak etrafta gezindi.
Armstrong walked around.
- Armstrong, etrafta gezindi.
Tom is touring with Mary's band.
- Tom Mary'nin grubuyla geziyor.
Tom is still touring with Mary's band.
- Tom hâlâ Mary'nin grubuyla geziyor.
Don't accept rides from strangers.
- Yabancılardan gezinti kabul etmeyin.
Can I offer you a ride?
- Sana bir gezinti önerebilir miyim?
I anticipate that there will be problems on their expedition.
- Onların gezisinde sorunlar olacağını tahmin ediyorum.
He took part in the expedition.
- O, keşif gezisine katıldı.