Çocuklarımı yetiştireceğim böylece hurafeden korunmuş olacaklar.
- I will raise my children so that they will be protected from superstition.
Tom Mary'yi korumalıydı.
- Tom should've protected Mary.
Timsah korumalı bir türdür.
- The crocodile is a protected species.
Çiçekler havaya karşı korunmaktadır.
- The flowers are protected against the weather.
İyi geleneklerin korunması gerekir.
- Good traditions should be preserved.
Onlar binayı korudular.
- They have preserved the building.
Polis memuru tanığı korudu.
- The policeman protected the witness.
Çevreleyen tepeler kasabayı korudu.
- The surrounding hills protected the town.
Korunan alanlarda avcılık yasaktır.
- In protected areas hunting is prohibited.