Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
- Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.
Her ay, 10.000 yen değerinde bir hediye sertifikası bu anketi tamamlayan rastgele seçilmiş otuz kişiye verilecektir.
- Each month, a gift certificate worth 10,000 yen will be given to thirty people chosen at random who have completed this questionnaire.
Evlat edinilmiş olduğumu biliyorum.
- I know that I'm adopted.
Tom ve Mary'nin evlat edinilmiş bir kızı var.
- Tom and Mary have one adopted daughter.
Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
- Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.
Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilir.
- The president of the republic is chosen by the people.
O, küçük kızı evlatlık aldı.
- They adopted the little girl.
Anne evlatlık oğluna karşı zalimdi.
- The mother was cruel to her adopted son.
O, seçilenler arasındaydı.
- He was among those chosen.
Seçilmek istemiyorum.
- I don't want to be chosen.
O, yeni yöntemi benimsedi.
- He adopted the new method.
Tom Mary'nin fikrini benimsedi.
- Tom adopted Mary's idea.
Tom Mary'nin fikrini benimsedi.
- Tom adopted Mary's idea.
O, yeni yöntemi benimsedi.
- He adopted the new method.
I believe you dialed the wrong number.
- Ich glaube, du hast die falsche Nummer gewählt.