Carol ve Will'in ayrıldığını duydum.
- Ich habe gehört, dass sich Carol und Will getrennt haben.
İşi ve zevki ayrı tutmaya çalışırım.
- Ich versuche, Geschäft und Vergnügen getrennt zu halten.
Ayrı ayrı ödeyebilir miyiz?
- Dürfen wir getrennt zahlen?
Benim uyku döngüm bozuldu?
- My sleep cycle has been disrupted.
Toplantıda o, tartışmayı tekeline aldı ve davayı tamamen bozdu.
- At the meeting he monopolized the discussion and completely disrupted the proceeding.