Gürültüye alışmak uzun zamanımı aldı.
- It took me a long time to get used to the noise.
Evlilik hayatına alışmak uzun zaman alır.
- It takes a lot of time to get used to married life.
Ofisime varmak yaklaşık on beş dakika alır.
- It takes about 15 minutes to get to my office.
İstasyona erken varmak için çaba harcadı.
- He made an effort to get to the station early.
Çalışmaya başlamak zorundayım.
- I have to get to work.
İşe başlamak istiyorum.
- I want to get to work.
Evlilik hayatına alışmak uzun zaman alır.
- It takes a lot of time to get used to married life.
Yeni bir yere alışmak her zaman zaman almaktadır.
- It always takes time to get used to a new place.
Adaya ulaşmak onlar için zordu.
- It was hard for them to get to the island.
Tom çatıya ulaşmak için merdivene tırmandı.
- Tom climbed up a ladder to get to the roof.
Burada yaşamaya alışmak biraz zaman alacak.
- It'll take some time to get used to living here.
Yakında buradaki iklime alışırsın.
- You'll soon get used to the climate here.
He's refusing to testify. I think the Mob got to him.
This job's really getting to me. I don't know how much longer I'll last.
... communities get used to this in normal time so that it's a ...
... okay so if that taking gave a little bit longer to get used to you ...