Kötü alışkanlıklara girmek kolaydır.
- Bad habits are easy to get into.
Gelecekte gazetecilik işine girmek istiyorum.
- I'd like to get into journalism in the future.
Kendimi evimin dışında kilitledim, bu yüzden içeri girmek için pencereyi kıracağım.
- I've locked myself out of my house, so I'm going to break a window to get in.
İçeri girmek için nereden bir bilet alabilirsin?
- Where can you buy a ticket to get in?
Tom başını belaya sokmak istemiyor.
- Tom doesn't want to get in trouble.
Tom başını belaya sokmak istemiyor.
- Tom doesn't want to get into trouble.
Varır varmaz seninle temas kuracağım.
- I'll get in touch with you as soon as I arrive.
İçeri gir ve kapılarını kilitle! Pencerelerini kapat! Sisin içinde bir şey var!
- Get inside and lock your doors! Close your windows! There is something in the fog!
İçeriye girmek için başka bir yol bulmak zorundayız.
- We've got to find another way to get in.
They hacked his password and finally got in.
You'd better get in gear. We've got work to do!.
Do the early results say our candidate will get in?.
All of our students who applied to university got in.
You gained full marks in the exam. Get in!.