Bu durumdan kurtulmak zorundayım.
- I have to get out of this situation.
Kendimi sıkıntı içinde bulduğumda o konudan kurtulmak için bir çıkış yolu bulmaya çalışırım.
- When I find myself in trouble, I try to find a way to get out of it.
Tom arabadan inmek ve yürümek istedi.
- Tom wanted to get out of the car and walk.
Tom arabadan inmek istiyordu.
- Tom wanted to get out of the car.
Tom arabadan inmek istiyordu.
- Tom wanted to get out of the car.
Tom arabadan inmek ve yürümek istedi.
- Tom wanted to get out of the car and walk.
Dün saat kaçta yataktan çıktın?
- What time did you get out of bed yesterday?
Kaç Tom. Çık buradan!
- Run, Tom. Get out of here!
Parayı çabucak gözden uzak bir yere koydu.
- She quickly put the money out of sight.
Tom'a gözden uzak durması gerektiğini söyle.
- Tell Tom he should stay out of sight.
I can't get out of this notion that she may have known all along.
Is there any way I can get out of Saturdays?.
How was the party? Out of sight, man!.
Jack's really mad at you. You better stay out of sight for a few days.