I want to strain your nerves.
- Ben sinirlerini germek istiyorum.
Everybody in the car said they wanted to get out and stretch their legs.
- Arabaki herkes arabadan çıkmak ve bacaklarını germek istediğini söyledi.
During the intermission I got up to stretch my legs.
- Molada bacaklarımı germek için kalktım.
Everybody in the car said they wanted to get out and stretch their legs.
- Arabaki herkes arabadan çıkmak ve bacaklarını germek istediğini söyledi.
During the intermission I got up to stretch my legs.
- Molada bacaklarımı germek için kalktım.
I want to strain your nerves.
- Ben sinirlerini germek istiyorum.
The atmosphere became strained when he came.
- O geldiğinde ortam gerginleşti.
His weight strained the rope.
- Onun ağırlığı ipi gerdi.
Dad stretched after dinner.
- Babam akşam yemeğinden sonra gerindi.
I can't stretch my right arm.
- Sağ kolumu geremiyorum.
In the most thrilling moment, everyone looked very tense.
- En heyecanlı anda herkes çok gergin görünüyordu.
What Jane said made the atmosphere less tense.
- Jane'in söylediği ortamı daha az gerdi.
Relax. You're all tensed up.
- Rahatlayın. Hepiniz gerginsiniz.
His weight strained the rope.
- Onun ağırlığı ipi gerdi.
Tom has been under a lot of strain recently.
- Tom son zamanlarda çok fazla gergin.
My father stretched after dinner.
- Babam akşam yemeğinden sonra gerildi.
He stretched and took a deep breath.
- Gerindi ve derin bir nefes aldı.
He has completely recovered and can go back to work.
- Tom tamamen iyileşti ve işe geri gidebilir.
It took me a whole year to recover my health.
- Sağlığımı geri kazanmak tam bir yılımı aldı.
Mongolian nomads live in gers.