The atmosphere became strained when he came.
- O geldiğinde ortam gerginleşti.
Their marriage has been strained lately because of financial problems.
- Mali sıkıntılar nedeniyle evlilikleri son zamanlarda gerildi.
I can't stretch my right arm.
- Sağ kolumu geremiyorum.
Dad stretched after dinner.
- Babam akşam yemeğinden sonra gerindi.
What Jane said made the atmosphere less tense.
- Jane'in söylediği ortamı daha az gerdi.
Tom says that he always feels tense when Mary is in the room.
- Mary odada iken, Tom her zaman gergin hissettiğini söylüyor.
Relax. You're all tensed up.
- Rahatlayın. Hepiniz gerginsiniz.
Great strain was put on Tom and Mary's marriage by the constant meddling of Mary's mother.
- Mary'nin annesinin sürekli karışmasından Tom ve Mary'nin evliliğine büyük bir gerginlik konuldu.
Tom has been under a lot of strain recently.
- Tom son zamanlarda çok fazla gergin.
My father stretched after dinner.
- Babam akşam yemeğinden sonra gerildi.
Dad stretched after dinner.
- Babam akşam yemeğinden sonra gerindi.
He soon recovered his composure.
- Kısa sürede soğukkanlılığını geri kazandı.
It took me a whole year to recover my health.
- Sağlığımı geri kazanmak tam bir yılımı aldı.
Mongolian nomads live in gers.