His weight strained the rope.
- Onun ağırlığı ipi gerdi.
The atmosphere became strained when he came.
- O geldiğinde ortam gerginleşti.
I can't stretch my right arm.
- Sağ kolumu geremiyorum.
During the intermission I got up to stretch my legs.
- Molada bacaklarımı germek için kalktım.
Tom's meeting with his boss was very tense.
- Tom'un patronuyla buluşması gerilimli idi.
What Jane said made the atmosphere less tense.
- Jane'in söylediği ortamı daha az gerdi.
Relax. You're all tensed up.
- Rahatlayın. Hepiniz gerginsiniz.
His weight strained the rope.
- Onun ağırlığı ipi gerdi.
The atmosphere became strained when he came.
- O geldiğinde ortam gerginleşti.
The cat was lying stretched out at full length in the sunlight streaming through the window.
- Kedi, pencereden giren güneş ışığında boylu boyunca gerinerek uzanıyordu.
Dad stretched after dinner.
- Babam akşam yemeğinden sonra gerindi.
It took me a whole year to recover my health.
- Sağlığımı geri kazanmak tam bir yılımı aldı.
He has completely recovered and can go back to work.
- Tom tamamen iyileşti ve işe geri gidebilir.
Mongolian nomads live in gers.