The pregnancy left her with stretch marks.
- Gebelik onu gerilme izleriyle bıraktı.
The atmosphere became strained when he came.
- O geldiğinde ortam gerginleşti.
Their marriage has been strained lately because of financial problems.
- Mali sıkıntılar nedeniyle evlilikleri son zamanlarda gerildi.
During the intermission I got up to stretch my legs.
- Molada bacaklarımı germek için kalktım.
Everybody in the car said they wanted to get out and stretch their legs.
- Arabaki herkes arabadan çıkmak ve bacaklarını germek istediğini söyledi.
In the most thrilling moment, everyone looked very tense.
- En heyecanlı anda herkes çok gergin görünüyordu.
Tom's meeting with his boss was very tense.
- Tom'un patronuyla buluşması gerilimli idi.
Relax. You're all tensed up.
- Rahatlayın. Hepiniz gerginsiniz.
The atmosphere became strained when he came.
- O geldiğinde ortam gerginleşti.
Tom has been under a lot of strain recently.
- Tom son zamanlarda çok fazla gergin.
My father stretched after dinner.
- Babam akşam yemeğinden sonra gerildi.
Dad stretched after dinner.
- Babam akşam yemeğinden sonra gerindi.
It took me a whole year to recover my health.
- Sağlığımı geri kazanmak tam bir yılımı aldı.
He has completely recovered and can go back to work.
- Tom tamamen iyileşti ve işe geri gidebilir.
Mongolian nomads live in gers.