The pregnancy left her with stretch marks.
- Gebelik onu gerilme izleriyle bıraktı.
His weight strained the rope.
- Onun ağırlığı ipi gerdi.
The atmosphere became strained when he came.
- O geldiğinde ortam gerginleşti.
Dad stretched after dinner.
- Babam akşam yemeğinden sonra gerindi.
I got out of bed and had a good stretch.
- Ben yataktan kalktım ve iyi bir gerindim.
In the most thrilling moment, everyone looked very tense.
- En heyecanlı anda herkes çok gergin görünüyordu.
What Jane said made the atmosphere less tense.
- Jane'in söylediği ortamı daha az gerdi.
Relax. You're all tensed up.
- Rahatlayın. Hepiniz gerginsiniz.
Tom has been under a lot of strain recently.
- Tom son zamanlarda çok fazla gergin.
His weight strained the rope.
- Onun ağırlığı ipi gerdi.
He stretched and took a deep breath.
- Gerindi ve derin bir nefes aldı.
My father stretched after dinner.
- Babam akşam yemeğinden sonra gerildi.
He soon recovered his composure.
- Kısa sürede soğukkanlılığını geri kazandı.
He has completely recovered and can go back to work.
- Tom tamamen iyileşti ve işe geri gidebilir.
Mongolian nomads live in gers.