He came back before eight.
- Sekizden önce geri döndü.
He left Japan never to come back.
- O asla geri dönmemek üzere Japonya'dan ayrıldı.
Please, remember those words for the rest of your life.
- Lütfen hayatınızın geriye kalanı için bu kelimeleri hatırlayın.
My interest is in the future because I'm going to spend the rest of my life there.
- Merakım gelecekte çünkü hayatımın geri kalanını orada geçireceğim.
Tom always looks in the rearview mirror before he backs up.
- Tom her zaman geri gitmeden önce dikiz aynasına bakar.
Tom started the car and put it in reverse.
- Tom arabayı çalıştırdı ve onu geri vitese aldı.
He's behind the times in his methods.
- O metotlarında zamanın gerisindedir.
I tried to stop him, but he left me behind.
- Onu durdurmaya çalıştım, ama beni geride bıraktı.
Tom realized that he hadn't paid the bill, so he went back into the restaurant.
- Tom hesabı ödemediğini fark etti, bu yüzden restorana geri döndü.
I will be back in two week's time.
- İki haftalık süre içinde geri döneceğim.
The dog walked backward.
- Köpek geriye doğru yürüdü.
The actress fell backward over the stage.
- Aktris, sahne üzerinde geriye düştü.
Tom stumbled backwards.
- Tom geriye tökezledi.
Tom stepped backwards.
- Tom geriye adım attı.
In hindsight, this was a mistake.
- Geriye dönüp baktığımda, bu bir hataydı.
As my watch was slow, I missed the special express.
- Saatim geri kaldığı için özel ekspresi kaçırdım.
That was because my watch was five minutes slow.
- Sebebi saatimin beş dakika geri kalmasıydı.
She will be back within a week.
- O bir hafta içinde geri dönecek.
I think everyone looks back on their childhood with some regret.
- Bence herkes biraz pişmanlık ile kendi çocukluğuna geri bakar.