Tom is better at French than the rest of us.
- Tom Fransızcada geri kalanımızdan daha iyi.
Tom didn't eat pizza with the rest of us yesterday.
- Tom dün geri kalanımızla pizza yemedi.
Tom spent the remainder of the night thinking about Mary.
- Tom gecenin geri kalanını Mary'yi düşünerek geçirdi.
They cut the fins and tossed back the remainder of the living shark in the ocean.
- Onlar okyanusta yaşayan köpek balıklarının yüzgeçlerini kestiler ve geri kalanını geri attılar.
Tom wanted to spend the rest of his life with Mary.
- Tom, hayatının geri kalanını Mary ile geçirmek istedi.
You can have the rest.
- Geri kalanları alabilirsin.
You can have the rest.
- Geri kalanları alabilirsin.
Where are the rest of the files?
- Dosyaların geri kalanı nerede?