Do you have a return ticket to Japan?
- Japonya'ya geri dönüş biletin var mı?
Chile is waiting for your return!
- Şili senin geri dönüşünü bekliyor!
He has made a turnaround of a hundred and eighty degrees.
- O, yüz seksen derecelik bir geri dönüş yaptı.
Let's go back before it begins to rain.
- Yağmur başlamadan önce geri dönelim.
You should go back right now.
- Şu an geri dönmelisin.
Go back to your seat.
- Koltuğunuza geri dönün.
Tom certainly wouldn't be pleased if Mary decided to go back to work.
- Mary işe geri dönmeye karar verse, Tom kesinlikle memnun olmaz.
Tom has to get back to work.
- Tom işe geri dönmek zorunda.
Tom asked Mary to stay, but she had to get back to work.
- Tom Mary'den kalmasını rica etti fakat o işe geri dönmek zorundaydı.
Tom will be returning soon.
- Tom yakında geri dönecek.
The typhoon prevented us from returning to Tokyo.
- Tayfun bizim Tokyo'ya geri dönmemizi engelledi.
In order to return to our era, what should we do?
- Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?
After a long absence, she returned home.
- Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü.
He returned to Japan.
- O, Japonya'ya geri döndü.
He returned to America.
- Amerika'ya geri döndü