Tom will go back home soon.
- Tom yakında eve geri dönecek.
Let's go back before it begins to rain.
- Yağmur başlamadan önce geri dönelim.
Do you think I'm too old to go back to school?
- Benim okula geri dönmek için çok fazla yaşlı olduğumu düşünüyor musunuz?
Tom didn't want to go back to where he was born.
- Tom doğduğu yere geri dönmek istemiyordu.
I wish I'd get back to my childhood again.
- Keşke tekrar çocukluğuma geri dönsem.
Tom asked Mary to stay, but she had to get back to work.
- Tom Mary'den kalmasını rica etti fakat o işe geri dönmek zorundaydı.
The typhoon prevented us from returning to Tokyo.
- Tayfun bizim Tokyo'ya geri dönmemizi engelledi.
There is no returning to our younger days.
- Daha genç günlerimize geri dönüş yoktur.
When will you return?
- Ne zaman geri döneceksin?
In order to return to our era, what should we do?
- Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?
He returned home three hours later.
- Üç saat sonra eve geri döndü.
After a long absence, he returned home.
- Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü.