The atmosphere became strained when he came.
- O geldiğinde ortam gerginleşti.
Their marriage has been strained lately because of financial problems.
- Mali sıkıntılar nedeniyle evlilikleri son zamanlarda gerildi.
I got out of bed and had a good stretch.
- Ben yataktan kalktım ve iyi bir gerindim.
During the intermission I got up to stretch my legs.
- Molada bacaklarımı germek için kalktım.
What Jane said made the atmosphere less tense.
- Jane'in söylediği ortamı daha az gerdi.
In the most thrilling moment, everyone looked very tense.
- En heyecanlı anda herkes çok gergin görünüyordu.
Relax. You're all tensed up.
- Rahatlayın. Hepiniz gerginsiniz.
Great strain was put on Tom and Mary's marriage by the constant meddling of Mary's mother.
- Mary'nin annesinin sürekli karışmasından Tom ve Mary'nin evliliğine büyük bir gerginlik konuldu.
Tom has been under a lot of strain recently.
- Tom son zamanlarda çok fazla gergin.
Dad stretched after dinner.
- Babam akşam yemeğinden sonra gerindi.
He stretched and took a deep breath.
- Gerindi ve derin bir nefes aldı.
Tom has completely recovered and can go back to work.
- Tom tamamen iyileşti ve işe geri dönebilir.
Though the doctor did his best, the patient's recovery was slow.
- Doktor elinden geleni yapmasına rağmen hastanın iyileşmesi yavaş gerçekleşti.
Mongolian nomads live in gers.